Fenerbahçe 3-1 CSKA

Kendi ipimiz kendi elimizde, tribünlerde iğne atsan yere düşmez bir kalabalık. 12. adam en az sahadakiler kadar iyi hazırlanmış, tek yürek tek vücut tek ses. Fenerbahçe tarihinde bir ilki yaşatmak için sahaya çıkıyoruz. Volkan kalede, sol bekte Carlos sağ bekte Gökhan, göbekte iki stoper Lugano ve Edu, hemen önlerinde iki ön libero Selçuk ve Aurelio, orta solda Uğur, sağda Deivid, forvette Semih ve hemen arkasında Alex ile klasik dizilişimizle sahadayız. 12. adam kah sağ kah sol kanattan bindirecek, bazen defansa yardım edecek bazen de gol arayacak rakip kalede.

Geri sayımla başlıyor karşılaşma. Başlamasıyla da yüklenmeye başlıyoruz. 2’de Aurelio, 3’te Uğur’la ataklarımız sonuç vermiyor. Aynı dakikalarsa PSV evinde, kazanmaktan başka çaresi olmadığı maçta Inter ile oynuyor, kazanamaması halinde bizim maçımızın skorunun anlamı kalmayacak. Ancak gruplarda en çok puan toplayan Türk takımı olma hedefiyle kazanmak istiyoruz. İlk on dakikalık baskımız golü getirmiyor ve CSKA oyunda dengeyi sağlamaya başlıyor. 17’de Semih’in aşırtma vuruşu kalecide kalıyor. 20’de kontra atakla çıkan rakibi Volkan ceza alanı dışına kadar çıkarak engelliyor. 26’da Alex’in kornerine Deivid çok sert ve köşeye vuruyor, Aldonin çizgiden çıkarıyor. Bir dakika sonrasında Uğur’un uzak mesafeli şutu da kalecide kalıyor. 28’de PSV 10 kişi kalıyor.

30’da cılız başlayan ancak bir türlü durduramadığız bir CSKA atağında top sağ kanadımızda Caner’de kalıyor, rakip vatandaşın sert ortasında Volkan’ın bağırışını duymayan Edu’nun ters müdahalesi ile 1-0 yenik duruma düşüyoruz. Şampiyonlar Ligi’ndeki tüm hatalarını Rusya’daki ilk maça sığdıran Edu, son hatasını da CSKA maçına denk getiriyor. Gol tribünleri etkilemiyor, 12. adam bastırmaya devam ediyor. Hemen bir dakika sonrasında sağ kanattan gelişen bir atağımızı rakip defans uzaklaştırıyor, topu göğsüyle önüne indiren Alex yaklaşık 25 metreden nefis vuruyor ve 90’dan fileleri buluyor. Gol tribünlerde bir patlama etkisi yapıyor. Beraberlikle birlikte bastırmaya devam ediyoruz. 38’de Gökhan’ın ortasına Aurelio vuruyor kafayı ancak kaleci başarılı. 39’da bu sefer Edu’nun kafası yandan avuta gidiyor.

Nasıl Bir Çalımdır Bu?
45’te Alex şapkadan çıkarıyor yine tavşanı. Orta sahanın sağında Gökhan’dan alıyor topu, sonra bizim tribünlerden anlamadığımız ancak Inter maçında Deivid’e attırdığı gol öncesinde attığı çalım benzediğine karar verdiğimiz (daha sonra televizyondan seyredince de anlamış değiliz) bir çalımla 22 numaralı Aldonin’i Rıdvan Dilmen’in deyimiyle bakkala yolluyor. Semih’le nefis bir verkaç yaptıktan sonra soldan ceza alanına giren Uğur’un önüne bırakıyor topu. Onun vuruşu da ilk yarının skorunu belirliyor; 2-1. Oyuncular soyunma odasına giderken tribünler de sihirbazın ismini haykırıyor; Alex de Souza.

En İyi 16İkinci yarıya aynı kadro ve aynı hevesle çıkıyoruz. Kulaklar istemesek de PSV maçına gidiyor bazen. 47’de beraberliği zorluyor Ruslar, Volkan başarılı. 48’de üçüncü golü Carlos’la arıyoruz, rakip kaleci de başarılı. 56’da Uğur mükemmel akıyor rakip alana, çizgiye kadar inip sert bir orta yapıyor. Semih’n kafa vuruşu boş kale yerine yandan avuta gidiyor, ne yazık. 64’te Eduardo’nun şutu üstten avuta gidiyor, aynı dakikada Inter 1-0 öne geçiyor. Artık neredeyse garanti ikinci tur. Hemen bir dakika sonrasında Uğur’un ayağından çıkan füze rus kalesinin üst direğinden geri geliyor sahaya. 79’da Kazım uygun durumda, topun dibine girmek yerine, sert ama yerden vurunca, golü kayarak engellemeye çalışan rakibinden dönüyor top. Maçın son 10 dakikasında 12. adam, sahadakileri onurlandırıyor, her bir oyuncuya teker teker teşekkür ediliyor. 90’da Uğur, Aurelio’nun ortasına kafayı maça da noktayı koyuyor, 3-1. Böylelikle Fenerbahçe Avrupa’nın en iyi 15 takımıyla birlikte selamlıyor futbolseverleri.
Fenerbahçe Dergisi Ocak 2008