GALATASARAY 0-0 FENERBAHÇE


Sonuç iyi mi? Hayır. Son 20 dakikayı 10 kişi oynayan rakibe karşı alınmış beraberlik deplasmanda olsa da iyi sonuç değil. Hele hele berabere kaldığınız takım ligin daha yarısı tamamlanmadan 8 puan gerisinde kaldığınız rakibiniz ise bırakın iyi demeyi, kötü bile dense yeridir. Maçında sonundaki tek teselli puan farkının artmamış olması olabilir. Fenerbahçe için geçerli olmamalı bu. Başlıyorum.


Öncelikle sahaya çıkan on birde Roman dışında konuşulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Neden Skertel değil sorusu var akılda. Ancak performansını gördükten sonra bu da eleştirilecek bir şey değilmiş deriz. Sorun oyun şeklinde veya performansta değil zaten. Sorun kazanmak için hemen hemen her şeyi doğru yaptıktan sonra, rakibe sayısal üstünlük kurduktan sonra gerekeni yapamamak.

Hakem kararlarını maçın dakikalarına göre yorumlamakta fayda var. Ancak, o anda farklı bir karar çıksaydı sonrasında ne olacaktı sorusunun kesin yanıtını bulamayacağımız gerçeğini unutmamak da ana fikir olmalı. Değişiklik olsaydı devamının tamamı olasılıklar konusu.

Kendi açımdan bakacağım hakem kararlarına. Yayıncı kuruluş muamelesi yapmayın :)
  • 06' : Janssen'in golü temiz, hatalı karar.
    • Ev sahibinin tribünü de ardına alıp baskıyla başladığı maçın kırılma anı olabilir. Fenerbahçeli oyunculara öz güven verir, Galatasaray'ın eşitlik için daha fazla baskı kurmaya çalışmasına neden olur. Bu da hem ekstra efor kaybı hem de risk olur.
  • 09' : Serdar Aziz'in eline çarpan top penaltı değil, doğru karar.
  • 10' : Mariano'nun Hasan Ali'ye faulündeki kart kırmızı olmalı, hatalı karar.
    • Kalan 80+uzatmalar boyunca en az 10 kişi oynayacak bir rakip. O kanatta oynayan Valbuena'yı kontrol için Tudor'un düzeni bozması olasılığı. Düzeni bozmaması sonrasında Valbuena'nın rahatlaması.
  • 14' : Belhanda'nın Valbuena ile tartışması sonrasında bu oyuncunun yüzüne vurduğu darbe. Sadece uyarı, hatalı karar.
    • Bu oyuncunun 34'te hakeme tepki gösterip sarı kart gördüğü zaman atılmış olma olasılığı olacaktı. O riske girer miydi? Sarı kartlı oynarken ceza alanında kendisini yere atıp ikinci sarı kartı gören bir oyuncudan bahsediyoruz.
  • 24' : Denayer'in Janssen'e orta sahada yaptığı fauldeki kart kırmızı olmalı, hatalı karar.
    • Kalan 66+uzatmalar boyunca en az 10 kişi oynayacak bir rakip. 19'da sakatlanıp çıkan Serdar Aziz sonrasında ev sahibinin düzenini belki de tamamen değiştirmek zorunda kalması.
  • 55' : Denayer'in kafa vuruşu sonrasında Neto'nun eline çarpan top penaltı değil, doğru karar.
  • 58' : Hasan Ali'nin eline çarpan top kasıt olmasa da avantajı engellediği için penaltı olmalı, hatalı karar (Mustafa Çulcu yorumlarına rağmen).
    • Penaltının gole çevrilmesi sonrasında avantajı ele geçirecek Galatasaray ve gol atmak isteyecek Fenerbahçe için açık verme olasılığı.
  • 60' : Galatasaray tribünlerinden atılan yabancı maddelerle yardımcı hakemlerden birisinin yaralanması ve Cüneyt Çakır'ın bu işi hafife alarak sahayı terk etmemesi.
  • 73' : Belhanda'nın ceza alanında kendisini atması hakemi aldatmaya yönelik hareket, kart ve karar doğru.
Görüldüğü üzere kötü hakem ve kötü insan olan Cüneyt Çakır'ın maçın ilk yarım saatlik bölümündeki hatalarının tamamının Fenerbahçe aleyhine olması Galatasaray'ın ağlama turlarının ne kadar boş olduğunu gösteriyor.

Şimdi olsaydı, verseydi, atsaydı gibi olasılık içeren yorumları bırakıp tekrar oyuna dönelim. 

Kameni
Isla - Roman - Neto - Hasan Ali
Josef - Ozan (Atıf)
Dirar . Giuliano . Valbuena (Alper)
Janssen (Soldado)

Dedim ya kadro iyi. Nitekim uzay takımı olan Galatasaray'ın ve baş uzaylısı Gomis'in yaptıklarını, yapabildiklerini görünce saha içini Fenerbahçe'nin kazandığı ortada. Buna, yukarıdaki Cüneyt Çakır faktörünü eklemiyorum. Janssen'in doğru zamanda doğru yerlerde topla buluşturulması - ki bu sayı ilk yarı boyunca 3 adet ve üçü de karşı karşıya - planın iyi yapıldığını ve uygulandığını söylemekte fayda var. Buradaki engellerden ilki golü vermeyen Çakır, ikincisi Janssen'in iyi vuruş yapmasına engel olan (ve o anda aslında Çakır sayesinde sahada kalmış olan) Denayer ve üçüncüsü Janssen'in çok uygun durumdaki şutunun kaleyi bulmaması.

Araya Denayer'in Janssen'e yaptığı kırmızı kartlık müdahalenin fotoromanını da ekleyeyim. Fotoğraflar Fenerbahce.org ile Tolga Ferhatoğlu'ndan.

Fenerbahce.org

Tolga Ferhatoğlu

Fenerbahce.org

Fenerbahce.org

Fenerbahce.org

Fenerbahce.org


İkinci yarının başlamasıyla doğal olan ev sahibi baskısının artması, doğal olmayan geri yaslanmamız ve bir süre sonra tepki veremememiz. Sonrasında 72'de ve bu sorunu çözmek için yapılan değişikliklerimiz, Valbuena-Alper Janssen-Soldado. Her ikisi de yanlış bence. Alper'in girişi doğru lakin Valbuena değil de Dirar'ın yerine girmesi gerek sanki. Soldado'nun girişi belki doğru ama Janssen'in çıkmaması hatta Giuliano'nun çıkması gerek sanki.

BU değişiklikten hemen bir dakika sonra bir kişi eksik kalan rakip ve en büyük sorunumuz bundan yararlanmak işin rakibin üstüne çullanmamak. Aynı dakikada eksik kalsaydık Galatasaray bize skor üstünlüğü kurar mıydı? Soru bu. Yanıtı sizde.

Resmen 8 puanlık farkın 5'e (hatta doğal olarak 2'ye ;)) inmesi için mükemmel bir fırsat. Lakin yararlanmak mümkün değil. Belki Fernandao hamlesi ile forveti çiftlemek ve yan toplarla rakibi hataya zorlamak (onların maçın başındaki denemeleri gibi) ;)

Yok yok biliyorum adam kadroda değil. Yapılacak tek şey Atıf'ı oyuna sürmek. Atıf oyuna girdiğinde dakika 90 ve verilen uzatma süresi 3 dakika.

Bahsettiğim sorun bu işte. Kazanma hırsı. Kaybetmemek önemli, kesinlikle katılıyorum. Hele hele rüzgar gibi girdiği ligi domine eden bir rakibe deplasmanda kaybetmemek önemli. Ama 10 kişi kalmış bir rakibe deplasmanda kaybetmemek şu anda övünülecek bir şey değil. Bunun adı kazanamamak. Kazanmak gerekiyor. En azından her şartta kazanmayı istemek, bunun için mücadele etmek. Aykut Kocaman'ın bu takıma aşılaması gereken en önemli şey budur bu aşamada.