BİR ANI


Fotoğraflar : Fenerbahce.org

Sene 2004. Porto Şampiyonlar Ligi finalinde. Rakibi Monaco. O zaman şifreli değil yayın. Maçı izlemek için geçmişim televizyon karşısına. Müthiş bir Porto taraftarı var. Ve Porto maçı 3-0 kazanıp Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanıyor. Taraftarları o kadar güzel ki, gözlerim doluyor. Hasan'ı arıyorum, "Hasanım Gülüm" diyorum, "Bir gün orada olacak mıyız biz de". "İnşallah ağabey" diyor "İnşallah". Resmen gözlerim yaşlı izliyorum kupa törenini bir gün Fenerbahçe'nin orada olacağını düşünerek.



2007/2008'de çeyrek finalde eleniyoruz. Çok yaklaşmışız. 2012/2013'te bu defa Avrupa Ligi'nde yarı finalde eleniyoruz, pisi pisine hem de. Futbolda kulübün en büyük başarısı. 2013/2014'te bu defa Euroleage kadın takımımız finale kalıyor, rakip Galatasaray. Favoriyken kaybediyoruz bu defa. Hem de ezeli denilen rakibe, travma resmen.

Futboldaki yanlış adımlar ne yazık ki bir düzenin oturmasını engelliyor. Günlük kararlar, çelişkili uygulamalar derken şampiyon hocayı kaçırtma, müthiş takımı yanlış ellere teslim bu gidişata neden oluyor.

Diğer yandan da zaman zaman sallanmasına rağmen Ülker birleşmesi sonrasında neredeyse hep doğru adımların atıldığı erkek basketbol takımının yükselişi gerçekleşiyor. Ve sağ olsun Ergin Ataman :) Obradovic geliyor.

Bakın bu adam başka bir şey. Basketboldan soğuduğum gün bu işi bırakırım diyor ya, gelmesin ama o gün geldiği anda Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık koltuğuna oturtulmalı. İşte öyle bir şey.

Ve önce ilk F4 ve sonra ikincisi ve kaybedilen ilk final. Ve nihayet dün, üçüncü F4 ikinci final ve ilk kupa. Gözler yaşlı elbette zira Fenerbahçe hüzünde metanet, mutlulukta gözyaşıdır benim için.

Dün ben yoktum tribünde. Bana kalsa zaten orada olmayı hak de etmemiştim. Sezon boyunca takımın peşinden gidenlerin hakkıydı. Ve Hasan oradaydı. Ayşe'siyle oradaydı, minik kuşuyla. Daha konuşmadım ama dolmaması mümkün değil gözlerinin.

Fenerbahçeli olmak çok güzel de Avrupa şampiyonu olmak da güzel şey be kardeşler,