KASIMPAŞA 2-0 FENERBAHÇE, MAÇTAN ÇOK SONRA ÇOK KISA


Kötü oyun, kötü mücadele. İlk yenilgi, inşallah sonuncusu da. Abartılan durum. Üzülen camia, sevinen rakipler ve düşmanlar. Tribüne çıkan oyuncuyu maçtan daha çok izlettiren yayıncı kuruluş, magazinci kafa. Volkan'ın rakibin topla en çok oynayan 4. oyuncusundan daha fazla topla oynaması. Bizim topla en çok oynayan oyuncularımızın geri dörtlü olması. Kötü gidişat ve üzüntü. Artık kararlar alınması gerek hem de radikal kararlar.

GÜZEL KAFA

FENERBAHÇE 0-0 DYNAMO TRABZON, MAÇTAN ÇOK SONRA ÇOK KISA


Ne istifası? Evet iyi oynamıyoruz ama neden olamaz şu anda. Bir de Caner'in rüzgarına düşen Umut'a penaltı verilir, aynı Umut'un Manchester'de düşmesine penaltı verilmeyince ülkenin bir kısmı yasa girer. Peki adam Sow'a daha sertini yapınca? Kötü oynamanın cezası hak edilmiş penaltının verilmemesi değil. Kötü oyunculardan oluşmuyor takımımız ama daha takım değil. Zaten işimiz de kolay değil. Ama soruyorum tekrar neyin istifası? Maçtan sonra sordunuz mu kendinize, kazanılmış 1 puan mı kaybedilmiş 2 puan mı? 

FENERBAHÇE 2-2 OM, MAÇTAN SONRA KISA KISA


 
En çok anlamadığım konu şu, neden fiziksel olarak bu kadar yetersiz kalıyoruz? Bence kilit noktalardan birisi bu. O kadar çok kilit nokta var ki, başlayalım.

HAFTA SONU VE FENERBAHÇE


Bir dostun doğum günü için Dostlar'a gidiş, mutluluk. Bol miktarda alkol sonrasında eve varış, yorgunluk. Hafta sonuna mutlu uyanma, mutluluk. Minik kuşu İngilizce kursuna götürüp, sahile yürümeye, koşmaya yollanma, yorgunluk. Yavaş yavaş tempoyu bulmanın verdiği motivasyon, yürüyerek ve koşarak tamamlanan 8 kilometre, mutluluk. Antrenman sonrası kuşları teslim alıp eve dönüş, yorgunluk. Minik kuşun hazırlanıp anneannesiyle birlikte bir doğum günü partisine götürülmesi, mutluluk. Onlar partideyken benim kuşumla biraz baş başa kalabilme şansını bulmam. Kavala'da biraz hamsi biraz meze birkaç bira, mutluluk. Sonrasında eve varış, dinlenme. İzleyen saatlerde Ceroşko'nun bize katılması ve film keyfi.
Maç sabahı erkenden kalkıp dostlarla buluşma. Diz sakatlığı nedeniyle top oynayamayınca hakemlik görevi. Maç sonrası kahvaltı keyfi ve geyikler. Eve varıp evdeki kahvaltının tamamlanması sonrasında, yeni ev dekorasyonu için Ikea'nın yolunu tutuş, Ikea evimizin her şeyi. Tüm planları noktasına kadar düzgün uygulayıp maç öncesi eve varış. Yine Dostlar'da dostlarla buluşma, bir iki lahmacun birkaç duble rakı, mutluluk. Kadın ve çocuklarla vedalaşıp, maçı izlemek için başka bir dosta yolculuk. Her şey mükemmel maçı beklerken kuşumdan gelen "biletleri evde unuttuk, kurtar bizi" telefonu. Son sürat eve varıp, biletleri kaptığım gibi soluğu Fenerium tribün önünde almam. Kuşların ve misafir kuşun teşekkürleri. Hemen akabinde Meireless'in kafasına çarpıp ağlarımızla buluşan topu NTVspor radyodan canlı dinlemem. İlk maç ilk gol geyiğini yapan spikere okkalı bir küfür sonrasında 15. dakikada televizyonun karşısına geçiş. Bir şekilde kazanılan maç, 3 puan, güven, destek. Galibiyette her zaman olduğu gibi totemle pay sahibi olmak. Kafalar güzel ayrılış, gözlüğü unutup geri dönüş, eve varıp sırıta sırıta neredeyse 1 yılı aşkın bir süredir yazmadığım Hafta Sonu ve Fenerbahçe yazılarını tekrar yazma kararı verip yatağa uzanış.

KELİMELER KİFAYETSİZ :(

FENERBAHÇE 2-1 MERSİN İDMAN YURDU, MAÇTAN SONRA KISA KISA


Meireless ve Volkan sahada yer almaları, Volkan'ın yediği talihsiz gol, her iki devrenin bitmesine attığımız gollerle önce beraberlik sonra da galibiyeti yakalamamız, her iki golün de aynı pozisyonda birbirlerinin yerine oynayan Topal ile Baroni'den gelmesi, kadınlar, çocuklar... 

MİLLİ TAKIM MESELESİ HAKKINDA BİR İKİ KELAM



Birincisi takımın patronu Abdullah Avcı. İkincisi de kadroyu kendisi kurar. Yani o aday kadroyu açıkladığında Emre'nin veya başka bir oyuncunun milli takıma neden alındığını sorgulamadan, Selçuk'un ya da başka bir oyuncunun neden oynatılmadığını sorgulamak samimi değil. Emre'nin durumu ortada. Fenerbahçe'ye gelmeden de, geldiğinde de, oynadığında da fikrim hiç değişmedi. Sahada futbol adına yaptıklarını tartışacak kadar kör değilim. Eğer, evet eğer, oyuna verdiği ciddiyeti, kendi kontrolünü sağlamakta da gösterseydi, hangi çapta bir oyuncu olabileceğini tartışmazdık, değil mi? Yani sadece Bayern ve Real Madrid kariyeri nedeniyle Hamit'i başımızın üstüne koymanın anlamı yok. Kalkı ki yedek kulübesinde hemen yanında oturan Nuri Şahin'in, yarı futbol yaşamındaki takımları sayalım mı?

ÖNCE FENERBAHÇE


Tutunacak dalın olmadığını hissettiğinde,

SİVASSPOR 0-0 FENERBAHÇE, MAÇTAN SONRA KISA KISA

 
Üzgünüz. Kazanamadığımız için de üzgünüm ama asıl üzüntüm futbol dışında yaşananlar. Aykut Kocaman'ı beğenmeyebilirsiniz hatta iyi bir teknik direktör olmadığını da söyleyebilirsiniz. Ama ona ne Futboldan anlamıyor deme hakkına sahipsiniz ne de küfretme hakkına. Aynı şekilde sahada yanlış yapsa da herhangi bir oyuncumuza küfür etme hakkına sahip değilsiniz. Eleştirmekle hakaret etmek aynı şey değil hatta kesiştikleri bir yer bile yok.