Geçmiş Zaman Olur Ki

1986 sezonu, Kadıköy'de bir Galatasaray maçı. Necati Abi, (babamın o zamanlarda öğretmenlik yaptığı Kabataş Erkek Lisesi'nin makam şoförü) diyor ki 'Onur, maça davetiye ayarlayacağım, birlikte gideriz' Cepte para sık olmuyor zaten, memur çocuğuyuz, davetiye milli piyango gibi. Yatıyorum erkenden, erken kalkıp gideceğiz maça. Sabahın köründe buluşma noktasına gidiyorum, Necati Abi yok. Bekle bekle gelen de yok, cep telefonu da icat edilmemiş, ulaşamıyorum. Babanım, yanımda bulunması için verdiği paraya güvenip gidiyorum Kadıköy'e. Erken gittiğim için bilet buluyorum, gündüz maçı o zamanlar. Erkenden giriyorum sahaya, hava çok sıcak, maratonun üstü de kapalı değil daha o zamanlar, soyunuyorum. Sonra bir polis gelip üstümü giymemi söylüyor, nedense, giyiyorum tabi.
Neyse başlıyor maç. Çok pozisyon yok. Büyük Şenol'un resimdeki golüyle 1-0 öne geçiyoruz. Golün ilginç yanı, hakemle verkaç yapması, ilk şutunda top avuta giderken hakeme çarpıyor ve tekrar önüne düşüyor Şenol'un. İkinci vuruşunda da filelerle buluşuyor. Sonra Galatasaray beraberliği sağlıyor. Son dakikalarda Uğur Tütüneker'in golüyle de kazanmayı başarıyor. Eve dönüyorum, Necati Abi'yle buluşamayıp cepteki parayı da maça yatırınca fırçayı da yiyorum babamdan. Haklı adam,bilet parası değil ki verdiği. Kazansak hiç olmazsa bir yerden sevineceğim, hem kumarda hem de aşkta kaybediyorum anlayacağınız.