Nostalji

2005-06 sezonunda Galatasaray'la oynayıp 2-1 kazandığımız Türkiye Kupası maçının, dergi yazısı.

Fenerbahçe 2-1 Galatasaray

Volkan - Önder – Servet – Luciano – Ümit - Appiah - Deniz (Nobre) – Aurelio – Tuncay - Alex - Anelka

Türkiye’de Fenerbahçeli olmayanlar ve Fenerbahçeli olduğunu iddia edip Fenerbahçe’yi haksız yere karalamaya çalışan bir kısım, bir mazlum hikayesi yazarak, hikayenin senaryosu için elbirliği etmiş. Sanki mazlumun tesisleri yanmış, sanki mazlumun tesisleri depremde hasar görmüş, sanki mazlumun şirketine hırsızlar girip kasayı çalmış, sanki mazlumun etinden tırnağından arttırıp biriktirdiği tüm para batan bir bankayla batmış. Fenerbahçeli olmayanlar ve ne yazık ki Fenerbahçeli olduğunu iddia eden bir kısım insan, mazlumu kurtarmak için televizyon programları düzenliyorlar, para toplama kampanyaları yapıyorlar ama en kötüsü yaptıkları propagandayla, bulunduğu yere yıllardır yaptığı birikimlerle, hak ederek söke söke gelmiş Fenerbahçe’yi kötülemeye çalışıyorlar. Onlara göre her Fenerbahçe maçında hakemler Fenerbahçe lehine hta yapar, mazlum ise her maçında hakemi de yenmek zorundadırlar. Bütün bu olanlardan sonra mazlumun, sanki daha önce hiç bulunmadığı bir yerde yani liderlik koltuğunda oturmasını da neredeyse gazetelerinde yazı dizi haline getirirler, günlerce manşetlerden düşürmezler. Fenerbahçe’nin devre arasında çok iyi çalıştığını yazanlar da, kaybedilen bir kaç puandan sonra sözlediklerini unutup devre arası çalışmaları karalarlar. Fenerbahçe ne yapar? Kötü gününde mazlumla oynar.

Mart’ın kapıdan baktırdığını boşa söylememiş atalarımız diyoruz. Öyle bir soğuk var ki tir tir titretiyor insanı. Ama Fenerbahçe sevgisi bu sınır tanımaz ki. Tıklım tıklım dolduruyoruz mabedimizi, biz Fenerbahçe’yi kupaları için sevmedik. Fenerbahçe’mizin iki ihtiyacı var bu günlerde, birisi bizim sevgimizi diğeri de mazlum.

Daum, mücadele gücü yüksek bir takım çıkarıyor sahaya. Servet uzun zaman sonra ilk onbirde, Önder sağ beke kaydırılıyor. Deniz orta sahayı dörtlerken, Marcio da yedek kulübesindeki yerini alıyor. Maçın güzelliklerinden birisi, rakip seyircinin de gelmiş olması. Kendilerine ayrılan bölümde, Sami Yen’de olduğu gibi sessizce seyrediyorlar takımlarını. Onların karşısında ise Türkiye’nin en büyük taraftarı var. Hafta içi olmasına rağmen buz gibi bir havada doldurdukları tribünler, takıma olan inancımızı anlatan enfes görsel herşeyi anlatıyor diyoruz. Ama en güzel yanıtı takımımız veriyor maçtan önce; onbirimiz saha kenarına giderek, teknik heyet ve yedeklerle sarılıyor ve birbirlerine galibiyet sözü veriyor. Daum’un da söylediği gibi, biz bir aileyiz.

10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0
Ve maç başlıyor. Kadıköy büyük bir gürültüyle sallanmaya başlıyor. Bu gürültünün karşısında durabilecek bir takım yok. İlk dakikalarda rakibi kendi yarı sahamızda karşılıyoruz. Galatasaraylı oyuncuların hakeme devamlı itiraz etmeleri gözden kaçmıyor. 8’de kontratağa çıkmayan çalışan Appiah’a sert bir faul yapan Ayhan’ın, daha sonra futbolcumuzun üzerine yürümesi ve hakeme itiraz etmesi, maçın gidişatında yapılacakların örneği oluyor. 15’te Alex’in sağ kanadımızdan kullandığı serbest vuruşu Servet kaleye yolluyor kafayla, Aykut başarılı. Hakemlerin Fenerbahçe’yi kolladığını iddia edenler, pozisyonda Fabio’nun kafa kolla yere indirilmesini görmeyecekler ertesi gün. 17’de bu sefer Nico deniyor şansını top yandan avuta çıkıyor. 19’da yine Nico bu sefer kaleyi de buluyor ancak Aykut yine başarılı. 24’te Ümit soldan yarattığı akında topu kaleye şutluyor ancak vuruşu avuta çıkıyor. 25’te Alex’in sağdan ortasında Fabio, Song’dan önce davranarak topu göğsüyle yumuşatıyor, daha sonra ceza alanı çizgisinden vurduğu voleyle Fenerbahçe’mizi 1-0 öne geçiriyor. Sezonun en güzel gollerinin atıldığı Kadıköy’de mazlum da nasibini alıyor. Bu arada Galatasaraylı Volkan hakeme itirazdan sarı kart görüyor. Golden sonra daha da güvenerek oynamaya başlıyor takımımız. 39’da Galatasaray ilk yarıdaki ilk ve tek pozisyonunu yakalıyor. Hakan’ın uygun durumda yaptığı vuruş kalenin üzerinden avuta gidince, konuk ekip galibiyet şansını değerlendiremiyor. Başka bir pozisyon olmayınca ilk yarı 1-0 üstünlüğümüzle kapanıyor. Takımımız soyunma odasına ‘Milyonlarca taraftarın yanyana’ söylediği şarkılarla uğurlanıyor gururla.

İkinci Yarı
Aynı kadroyla artan yağış altında başlıyor ikinci yarı. Galatasaray’ın 49’da Ümit’le girdiği gol denemesi sonuçsuz kalıyor. 54’te Kaptan’ın şutu da skoru değiştirmiyor. 56’da Hakan’ın sol kanadımızdan getirdiği topla, ceza alanı içinde buluşan Ümit skora dengeyi getiriyor. Bu gol Galatasaraylı futbolcuların sahaya, Kadıköy tribünlerinden ne kadar etkilenmiş olarak çıktıklarının kanıtı; golün sahibi Ümit ve yanında Sabri, elleri kulaklarında Fenerbahçe tribünlerine yöneliyorlar. Golden hemen bir dakika sonra Nico’nun şutu kaleci Aykut’ta kaliyor. 60’ta rakibin kazandığı bir korner atışında Hasan Şaş, kendisini yere bırakyor. Üzerine gelen en ufak bir cisim olmadan yere atlayan Şaş, bizi şaşırtmıyor aslında. Zira bu tip davranışlar Galatasaray’ın bir geleneği haline gelmiş durumda.

68’de Önder’in ortasını Appiah kafayla kaleye yolluyor, top kaleci Aykut’ta kalıyor. Saha sonra Aykut’un, degajını tamamlamasına izin vereden araya girip topu ağlara bırakan Alex’in gol, haklı bir kararla geçersiz sayılıyor. Kural değişikliği nedeniyle çok kişi yanılgıya düşüyor.74’te Deniz yerini Marcio’ya bırakıyor. Galibiyet için saldırmak gerek.

77’de enfes bir pas kombinasyonuyla saldırıyoruz. Nico’nun ara pasında Tuncay rakip ceza alana giriyor. Ortaya çıkardığı pas oyuna yeni giren Marcio’ya geliyor ancak Brezilyalı’nın vuruşu kötü. 79’da Volkan, Ümit’in şutunu kurtarak yenik duruma düşmemizi engelliyor.

85’te, eski futbolcumuz Tomas, Alex’i ceza alanı çizgisinin hemen önünde yere indiriyor. Yaptığı bu faul nedeniyle, ileri görüşlü Hasan Şaş’tan oldukça tepki alıyor. Alex topun başına geliyor ve Galatasaraylı oyuncuların korktuklarını başlarına getiriyor. Frikikten attığı nefis golle skor şimdi 2-1. Gol sonra bu sefer Tuncay, kouk ekip seyircilerine doğru koşarak, rakip futbolcuların, attıkların gol sonrasındaki takılmalarına yanıt veriyor. Her yere saldıran Ayhan ve işin komiği aynı maçta sadece 30 dakika önce aynı hareketi yapan Ümit Karan da Tuncay’ın üzerine yürümek istiyorlar.

Golden hemen bir dakika sonra Hakan, Ümit’in Servet’e yaptığı faul sonra verdiği pasla Volkan’la karşı karşıya kalıyor. Şutunda kalecimiz yine başarılı. Servet’e yapılan faulü görmeyen hakem başarısız.

90’da Alex’in sağdan yaptığı ortaya Marcio uçarak vurmaya çalışıyor ancak top mucizevi bir şekilde kale çizgisine yapışıyor adete. Boşta kalan topu da Necati kornere yollayarak tehlikeyi savuşturuyor. Bu poziyon maçın son pozisyonu oluyor. İki devreli maçın ilk yarısın 2-1 galip tamamlıyoruz.

Akılda Kalanlar
Bu sezon ikinci kez karşılaştığımız rakibimizi ikinci kez yenme başarısını gösteriyoruz. Maç sonrasında Gerets, Tuncay’ın elini, gol sonrasında yaptığı hareket nedeniyle sıkmıyor. Tuncay bu hareketi hakaret amaçlı olarak yapmadığını ve yanlış anlaşıldıysa bu nedenşe özür dilediğini belitiyor. Gerets’in, aynı hareketi yapan Ümit ve Sabri’ye neler söylediğini bilemiyoruz. Lig maçında da Daum’un elini sıkmamış Belçikalı’nın, adetlerinde el sıkışmanın olmadığını düşünmek istiyoruz.

Fenerbahçe Dergisi / Mart 2006